Doğru Ağız Ve Diş Bakımı Nasıl Olmalıdır?

Sindirim sistemi ağızda başlar. Başlangıç noktasında dil, diş ve dudaklar sindirimde en etkili organlardır. Dolaysıyla ağız bakımı bu noktada çok önemlidir. Ağız içi ve dişlerin sağlığı, genel anlamda birçok hastalığın oluşmasını önler. Ağız içi mikroorganizmalardan çok çabuk etkilenir. Bunun en önemli sebebi ise ağız içinin dışarıyla teması olmasıdır. Doğru ve iyi bir ağız bakımı yapılmadığında yediğimiz besin artıkları çok kısa sürede bakteri oluşturur. Bu nedenle ağız ve diş bakımının düzenli olarak yapılması diş ve çevre dokuların sağlıklı kalmasını sağlar. Ayrıca sağlığın yanı sıra ağız ve dişlere gerekli bakım yapılmadığı durumda kötü bir görüntü oluşur. Bu da kişinin sosyal ilişkilerine psikolojik sorunlara ve fiziksel açıdan kötü bir görüntüye sebep olur. Ağız ve diş sağlığı kişilerin yapması ve asla ihmal etmemesi gereken temizliklerden biridir.

 

Diş Sağlığı Ve Ağız Bakımı Alışkanlığı

 

Kişilerin sağlıklı dişlere sahip olmaları için öncelikle ağız bakımı ve diş sağlığına çocukluk döneminde edinilen alışkanlıklarla başlanması gerekir. Hatta bu bebeklik döneminde başlar. Çocuğun 2 veya 3 yaş aralığında süt dişleri tamamlanır. Daha sonraki evrelerde bu dişler dökülerek yerine sürekli dişler gelir. Bu konudaki en yaygın yanlış bilgi, çocuk süt dişlerinin nasıl olsa döküleceği ve dolayısıyla bu dişlere fazla bakım yapılmasa da olur düşüncesidir. Oysa bu son derece yanlış bir bilgidir. Süt dişlerinin bakımı çocuğun uzun vadeli yaşamında onun diş sağlığını belirler. Böylece çocukluk yaşta edinilen ağız ve diş sağlığı alışkanlığı daha sonra sürekli dişlerin sağlığının göstergesi durumundadır. Anne babalar bu konuda çocuklarına doğru eğitimi vermelerinin yanı sıra onlara örnek olmalıdırlar. Küçük yaşta çocuklar öncelikle aile bireylerini örnek alır. Dolayısıyla anne ve baba düzenli olarak ağız ve diş bakımı yaptığında çocuk bunu model olarak alır ve bu alışkanlığı edinmesi çok daha kısa sürede gerçekleşir.

 

Yetişkinlerin Ağız İçi Bakımı Ve Diş Sağlığı

 

Çocukluk döneminde edinilen alışkanlıklar genellikle yetişkin çağda belli bir düzene oturur. Bu her zaman olması gereken durumlardan biridir. Kişinin 25 yaşına kadar kemik yapısı maksimum seviyeye ulaşır. 25 yaşından sonra vücutta özellikle kemik yapısının gelişimi son bulur. Sonraki dönem dişlerin zayıflama ve diş kayıplarının en fazla yaşandığı dönemdir. Ancak doğru ve iyi bir ağız ve diş bakımı yapan bireylerde bu sorunlar genellikle oluşmaz. Diş sağlığı açısından en önemli vitamin D vitamini Kalsiyum ve Fosfordur. Bu minerallerin eksik olması durumunda dişlerle ilgili sorun yaşamak kaçınılmazdır. Ağız bakımının yeterli yapılmadığı durumda yetişkinlerin sıklıkla karşılaşacağı hastalıklar diş eti hastalıklarıdır. Diş eti hastalığı diş etlerinin çekilmesi ile başlar ve ilerlemesi durumunda çene kemiği yoğun enfeksiyona maruz kalır. Bu enfeksiyon diş yüzeyine kadar ulaşır ve diş etinin içinde plaklar oluşturur. Aynı zamanda doğru diş ve ağız içi bakımının yapılmadığı durumlarda ise diş taşı oluşumu engellenemez. Dolayısıyla buna bağlı olarak diş kayıpları, diş çürükleri hızla oluşur. Hamilelikte diş kayıpları genellikle sık olarak yaşanır. Gebelik süresince anne adayının beslenmesi ve ağız içi bakımına özen göstermesi durumunda diş çürümesi ve diş kayıpları oluşmaz. Gerektiği durumda, hamilelikte uygulanabilecek diş tedavisi de yapılabilmektedir.

 

Bilinçli Ağız ve Diş Bakımı Nasıl Olmalıdır?

 

Ağız ve diş sağlığını korumanın temel koşulları şunlardır;

 

Flor dişi koruyan önemli minerallerden biridir. Dolayısıyla diş sağlığı açısından florür içeren diş macunu kullanmak, diş fırçasının yumuşak olmasına dikkat etmek gerekir. Ayrıca her gün en az 2 kez dişleri 45 derecelik açıyla fırçalamak diş sağlığının uzun süreli korunmasını sağlar. Bunun yanı sıra diş fırçalamayı doğru uygulamak diş sağlığı açısından da önem teşkil eder. Her bir dişin ön ve arka yüzeyi mutlaka fırçalanmalı ve diş fırçalama süresi 4 dakikanın altında olmamalıdır. Ağız bakımı ve diş sağlığı dediğimizde diş fırçalamanın yanı sıra dilin üzerinde oluşacak mikroorganizmaların engellenmesi açısından diş fırçası ile dilin üzerinin fırçalanması ağız bakımı açısından gereklidir. Diş fırçalama günde en az 2 kez yapılmalı, bununla birlikte ara yüz fırçası kullanılarak diş aralarının temizlenmesi ve diş ipi ile diş aralarındaki artıkların çıkartılması gerekir. Yiyecekler diş çürüklerinin oluşumuna katkı sağlar. Doğru beslenme de aynı zamanda diş sağlığını olumlu etkileyen durumlardan biridir. Buna bağlı olarak çok yoğun şeker ve şekerli besin tüketimi diş çürüklerinin oluşumunu hızlandırır. Bu nedenle şekerli besinlerin en aza indirilmesi önemlidir. Çay sigara ve kahve tüketimi diş rengini değiştiren ve diş sağlığını bozan yiyeceklerdir. Çay kahve ve sigara kullanılması durumunda ağız ve diş sağlığına çok daha fazla özen gösterilmelidir. En az 6 ayda bir mutlaka diş hekimine giderek diş kontrolü yaptırılmalıdır. Böylelikle diş çürüğü ve tedavi edilmesi gereken diş hastalıklarına erken müdahale şansı yakalanmış olur. Bu da uzun vadede diş sağlığını korumanın önemli bir yoludur.

 

En Fazla Diş Çürüğü Kimlerde Görülür?

 

Ağız ve diş sağlığının korunmasının temel koşulu yediğiniz yiyeceklerdir. Özellikle karbonhidrat ağırlıklı beslenen kişilerde ve şeker oranı yüksek yiyecekler tüketen kişilerde diş çürüklerinin oluşması kaçınılmazdır. Buna bağlı olarak şekerli ve karbonhidrat ağırlıklı beslenen kişilerde bu oranın yüksek olması diş çürüklerini hızlandıran faktördür. Tükürüğümüz her ne kadar doğal bir antiasit özelliği taşısa da bu yeterli değildir. Bakteri plağının oluşması durumunda asit oranı yükselir ve diş çürümeleri hızlanır.

 


Diş Çürükleri Nasıl Önlenir?

 

Diş çürükleri herhangi bir ilaçla veya aşıyla engellenmez. Bunun temel koşulu, bilinçli bir ağız ve diş bakımı yapılmasıdır. Sadece bu durumunda çürükler ve diş hastalıkları önlenir. Dişlerin günde en az iki kez fırçalanması dişlerin uzun vadeli sağlığı açısından gereklidir. Günde bir kez de gargara kullanarak ağız içi bakımının yapılması diş çürüklerini önleyen önemli ayrıntılardır. Mutlaka yılda bir ya da iki kez diş hekimine gitmek olası diş hastalıklarının önlenmesi açısından da önemlidir.

 

Diş Eti Hastalıkları Ve Tedavisi

 

Periodontal hastalıklar alanına giren diş eti hastalıkları dişleri destekleyen dış dokuların yoğun olarak iltihaplanmasıdır. Diş eti hastalıklarının görülme oranı kişilerde %70 civarındadır. Ayrıca diş kayıplarının en fazla yaşandığı dönem de diş eti hastalıklarının oluştuğu dönemlerdir. Diş eti hastalığına neden olan en önemli faktör ise ağız ve diş sağlığı bakımının yanlış ve eksik yapılmasıdır. Bu durumda periodontal hastalıkların oluşması kaçınılmazdır. Diş eti hastalıkları gingivitis denilen başlangıç aşamasıyla oluşur. Yani gingivitis periodontal hastalıklar açısından başlangıç noktasıdır. Bu dönemde teşhis edilen diş eti hastalığı tedavi edilebilir durumdadır ve kısa sürede diş sağlığı korunur. Gingivitisin başlangıç aşamasında diş etleri aşırı kırmızı olur. Aynı zamanda diş fırçalama sırasında kanama ile birlikte diş etlerinin hacmi genişler. Başlangıçta bu durum kişiyi çok fazla rahatsız etmeyebilir. Ancak diş eti enfeksiyonu çene kemiğine kadar ulaşıp çene kemiğini kapladığında tedavisi ve geriye dönüşü her zaman kolay olmaz. Periodontal hastalıkların ilerlemiş aşaması ise dişlerin sallanması ve dökülmesi aşamasıdır.

Bu konular da ilginizi çekebilir:

Sağlıklı Böbrekler: Sorunlar Ve Alınabilecek Önlemler 

Sağlıklı Kulaklar İçin 18 Öneri 

Sigarayı Bırakmanıza Yardımcı Olacak 12 İpucu 

Ozon Terapisi Nedir? Nasıl Ve Hangi Hastalıklara Uygulanır?

 

 

 

 

 

 

 

 

3 Yorumlar

Yorumlara link eklemek kesinlikle yasaktır. Bu yorumlar yayımlanmayacaktır. Comments with links are not allowed !!!

  1. Ben diş ipliği de kullanıyorum. İlave koruma sağlıyor. Teşekkürler Deryacığım :))

    YanıtlaSil
  2. Ben her sabah önce dil temizliği yapıyorum. Dil sıyırma aparatları var onlarla iyi temizledikten sonra bir çay kaşığı hindistan cevizi yağını ağzımda 10 dak. dişlerim arasında iyice çevirip çalkaladıktan sonra dişlerimi doğal diş macunu ile fırçalayıp güne başlıyorum. Bu artık sabah ritüelim oldu :)

    YanıtlaSil
  3. Dişte olan hastalıklar,sistemik başka hastalıkları da tetikliyor.Bizim ülkede diş fırçalama alışkanlığı maalesef çok düşük :( Dilerim bu yazıyı fırçalamayanlar okur...

    YanıtlaSil
Daha yeni Daha eski

Ads

Ads